Trafik Sigortası Yenileme Süresi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Trafikte yaşanan bir kazada sürücülerin haklarını koruyan zorunlu trafik sigortası süresi 1 yıl olarak belirlenmiştir.
Sözlük sayfamızda sigortacılık terimleri hakkında açıklamaları bulabilirsiniz.
Sigorta matematikçisi veya istatistikçisi olarak açıklanabilecek aktüer, sigorta sektöründe bir olayın ihtimallerini ve mali olarak sonuçlarını istatistiki olarak hesaplayıp tespit eden kişidir. Aktüerler tarafından yapılan hesaplamalar sayesinde hangi riskler için ne kadar sigorta primi ödeneceği belirlenebilir.
Sigorta şirketleri bünyesinde yer alan aktüerya adlı birim veya departmanda çalışan aktüerler; kasko, tamamlayıcı sağlık sigortası, DASK veya cep telefonu sigortası gibi birçok alanda hizmet verebilir. Örneğin bir bölgede yaşayan insanların ortalama yaşam süreleri veya belirli bir yaş grubunun hastaneye gitme sıklığı gibi farklı verileri incelerler. Böylece sigorta poliçelerinde yaşanabilecek eksiklik veya hataların önüne geçerler.
Sigorta poliçelerinde veya sigorta ürünlerinin detaylarında sıkça karşılaşılan beher, Farsçadan dilimize geçmiştir ve “her bir” anlamını taşır. Sigorta evrakında herhangi bir karışıklık yaşanmaması için sık sık kullanılır. Böylece sigortalının haklarının korunması, hangi durumlarda tazminat alabileceğinin kesinleşmesi ve alacağı tazminatın oranlarının belirlenmesi sağlanır.
Kasko, tamamlayıcı sağlık sigortası veya özel sağlık sigortası gibi farklı sigorta türlerinde beher kavramıyla karşılaşabilirsiniz.
Sigorta poliçeleri, sigortalı ile sigorta şirketleri arasında imzalanan bir sözleşmedir. Bu nedenle de hangi durumlarda poliçenin devreye girip ödeme yapılacağı veya ödemelerin hangi şekillerde gerçekleşeceği net çizgilerle belirlenir. Beher ise poliçeye netlik kazandırır. Örneğin sigortalının imza atacağı poliçenin teminatlarından birinde “Bu ödeme, beher hadisede 10 gün için, yıllık 5 hadiseye kadar geçerlidir.” şeklinde bir ifade yer alıyorsa bu durumda sigortalı, teminata konu ödemeyi her bir olayda 10 gün için olmak kaydıyla 5 kere alabilir.
Eksper, belirli bir alanda yetkinlik sahibi olan kişilere verilen addır. Bankacılık alanında krediler, sigortacılık alanında ise hasar gibi konularda eksperlerden yardım alınır. Eksperler, kasko veya trafik sigortası gibi sigorta çeşitlerinde, hasar oluşan herhangi bir durumda devreye girebilir. Oto eksperleri olarak adlandırılabilen sigorta eksperleri, araçta meydana gelen hasarın maliyetini tespit eden bilirkişilerdir. Eksper ne demek daha detaylı öğrenmek için yazımızı okuyabilirsin.
Oto ekspertiz olarak adlandırılan hizmet ise eksperlerin görüşlerinin isimlendirilmiş halidir. Yani eksperlerin otomobilleri detaylı bir şekilde inceleyip ulaştıkları sonuçlara oto ekspertiz adı verilir.
Oto ekspertizinde eksperler, kaza veya farklı bir nedenden dolayı meydana gelmiş hasarları incelerler. Hasarın nedeninden ortaya çıkardığı maliyete kadar geniş bir yelpazede tespit yapmakla görevlidirler.
Ülkemizde eksper olmak isteyen kişinin Hazine Müsteşarlığı’nın belirlediği şartları yerine getirebilmesi koşulu aranır. Bu koşulların başlıcaları ise şunlardır: Eksper adayının daha önce hiç iflas etmemiş veya konkordato ilan etmemiş olması, oto ekspertizliği için en az 2 yıllık MYO, diğer sigorta branşlarında eksperlik yapmak için ise en az 4 yıllık bir lisans programından mezun olması gerekir. Eksperlik alanında çalışma yürütmek isteyenler için istenilen şart ve koşulların daha detaylı listesine, Hazine Müsteşarlığı tarafından Resmi Gazete’de yayımlanan “Sigorta Eksperleri Yönetmeliğinden ulaşılabilir.
Ekspertiz ücretleri de koşullarda olduğu gibi, Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenir. Belirlenen ücretler, her takvim yılı başında TÜİK’in açıkladığı üretici fiyat endeksinde yaşanan artış oranında artırılır. Ancak belirtilen ücretler içerisinde, ekpertiz için yapılan ulaşım, konaklama ve diğer giderlerin olmadığı, bu giderlerin de toplam ücrete ilave edilebileceği unutulmamalıdır. Ekspertiz ücretleri ile ilgili araç cinsine göre açıklanan fiyatlandırma koşullarına “Ekpertiz Ücret Tarifesine İlişkin Genelgeden bütün detaylarıyla ulaşılabilir.
Sigortacılık terimleri arasında merak edilen bir terim olan daini mürtehin, rehinli alacaklı anlamına gelir. Daini mürtehin nedir konulu sayfamızdan daha fazla bilgi alabilirsiniz.
Nakliye sigortaları arasında yer alan flotan poliçe, geçici bir çözümdür. Uluslararası ticarette ürünlerin yükleme aşamasına kadar geçen zaman içerisinde ortaya çıkabilecek riskleri kapsar. Böylece yüklemenin gerçekleşeceği süreye kadar ürünler güvence altına alınır, ürünlerin yüklemesi gerçekleştikten sonra ise kesin sözleşme başlar.
Tır, gemi veya uçak gibi farklı taşıtlarla yola çıkacak olan ürünlerin, bazı durumlarda bekleme süresi ayları bulabilir. Böyle bir durumda da ürünler, olası zararlara karşı teminatsız kalır. Flotan veya başka bir deyiş ile geçici poliçe ise ürünlerin teminatsız kalmasının önüne geçer. Aynı türde olan ürünlerin bir kısmı yüklenip bir kısmı beklemede kaldığında poliçe geçerliliğini yitirmez. Ancak birden fazla tipte ürün varsa her biri için ayrı flotan poliçe düzenlenmesi gerekir.
14 Haziran 2007 tarihinde Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri bünyesinde kurulmuş özel bir hesap türü olan güvence hesabı, zorunlu sigortaların teminatlarına ilişkin olarak belirlenen durumlarda tazminat ödemeleri yapar.
Güvence hesabı kapsamında engellilik gibi bedensel zararlar yaşandığında ödeme yapılır. Kişinin vefatı durumunda ise desteğinden mahrum kalan kişiler ödeme almaya hak kazanır.
Güvence hesabı, zorunlu sigortalarda devreye giren bir hesap türüdür. Trafik sigortası gibi zorunlu sigortaların teminatlarında yer alan ödemelerin alınabilmesini sağlar. Bir tür garanti fonu gibi düşünülebilir. Sigortasız veya çalınmış araçların karıştığı kazalar gibi özel durumları kapsar.
Örneğin gasp edilmiş veya çalınmış araç ile bir kişiye zarar verilirse ve sakat bırakılırsa ya da vefata neden olunursa güvence hesabı devreye girer. Güvence hesabı sadece sakatlık ve vefat durumunda devreye girebilir ve ödeme için başvuru yapılması gerekir. Güvence hesabına yapılan başvuru ile sakatlık için tazminat ödenebilir veya vefat durumunda, vefat eden kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişilere ödeme yapılabilir.
Kökeni Arapça halef sözcüğünden gelen halefiyet, hukuki bir terimdir ve “bir başkasının bir hakkına sahip olup o kimsenin yerine geçmek” anlamına gelir. Sigorta sektöründe ise Türk Ticaret Kanunu’nun 1301. maddesinde “Sigortacı, tazminat bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren kimse yerine geçer. Sigorta ettiren kimsenin vaki zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder.” şeklinde tanımlanır. Yani sigorta şirketleri, sigortalı kişiye gerekli tazminatları ödedikten sonra 3. şahıslara dava açabilme hakkı kazanır.
Halefiyet, sorumluluk sigortası olarak tanımlanan sigorta türlerinde de yer alabilir. Bu tür sigortalardan bazıları, sadece üçüncü şahıslara yönelik teminatlara sahiptir. Böyle bir sigorta poliçesinde, 3. şahısların görecekleri zararların tanzimi sigorta şirketine devredilir.
Hamule senedi, nakliye veya taşıma senedi gibi farklı isimlerle de anılabilen özel tür bir evraktır. Nakliye şirketleri ile müşterileri arasında düzenlenen hamule senedi, nakliye sürecinin başlayabilmesi için olmazsa olmazlar arasında yer alır.
Hamule senedi içerisinde; gönderilecek ürünün cinsi, gönderici, miktar veya hacim, nakliye yöntemi, aktarma şekilleri ve türleri ile teslim tarihi ve yeri gibi detaylar bulunur.
Hamule senedi, nakliye işleminin yasal olduğunu gösteren belgelerden biridir. Bu nedenle de nakliye için olmazsa olmazlar arasındadır. Bunun dışında sigortacılık açısından da özel bir önemi vardır. Hamule senedi düzenleyen kişi veya kurumlar, ürünlerin taşınması sırasında karşılaşabilecekleri maddi kayıplara karşı sigorta düzenleyebilirler.
Sigorta poliçelerinde sık sık karşılaşılabilen terimlerden biridir. Sigorta teminatı kapsamında yer alan tehlikelerden biri meydana gelip ortaya çıkan hasarı önlemek ya da tamirin gerçekleşmesini sağlamak için belirli bir ücret ödenmesi gerekir. Ödenecek ücret, ekonomik maliyet sınırlarını aşıyorsa ya da hasarı önlemek için alınacak önlemler, kurtarılacak değerden daha fazla ise hükmi tam ziya uygulanır. Hükmi tam ziya uygulanması durumunda hasar bedeli gibi ortaya çıkan durumların karşılığı olan ücret, sigortalıya ödenir.
Hükmi tam ziya durumu, sigortalanan taşıt veya içerisinde bulunan yükün bir kısmı hasar görürse devreye girer. Örneğin sigortalanan bir geminin ¾’ü gibi bir oranının zarar görmesi durumunda hükmi tam ziya uygulanabilir. Geminin tamamının zarar görmesi ve yok olması halinde ise hakiki tam ziya uygulanır. Bu durumda da sigorta şirketinin tazminat ödemesi gerekebilir.
Aklama belgesi anlamına gelen ibraname, sigorta sektöründe sigortalı ve sigorta şirketi arasında alacak ya da verecek olmadığını gösteren belgedir. Sigorta sektörü dışında hukuki metinlerde de görülebilir.
Kasko, tamamlayıcı sağlık sigortası veya özel sağlık sigortası gibi sigorta türlerinde teminatlar kapsamında ödeme alınabilir. Böyle bir durumda da sigorta şirketi, sigortalıya ödeme yaptıktan sonra ibraname temin eder. İbraname imzalandığında da sigortalı, sigorta şirketinin kendisine ödeme yaptığını kabul etmiş olur.
Hukuki açıdan ibraname, sigortalının ödeme aldığını gösteren bir makbuz gibidir. Sigortalı, ödenen teminatlar ile mağduriyetinin kapanmadığını düşünüyorsa hukuki yollara başvurabilir ve daha fazla ödeme talep edebilir.
Sözlük anlamı gösterge, kısaltma ve özet olan icmal; dilimize Arapçadan geçmiştir. Sigorta evrakları arasında da sık sık geçen icmal, sigorta şirketinin yıl sonu hesap göstergesidir. İcmal aracılığı ile şirket bazında özet halinde, gelen ve giden nakit miktarı görülebilir. İcmal kavramı, özellikle işlem özetleri gibi metinlerde sıkça kullanılır ve sigorta işlemlerinin takibi ile poliçelerin mali değerlendirilmesini kolaylaştırır.
Aylık veya yıllık gibi farklı dönemleri kapsayan şekillerde oluşturulur. Sigorta şirketleri icmaller aracılığı ile giren ve çıkan ücretleri görebilir. Böylelikle de şirketin nakit akışı gibi finansal süreçleri takip edilebilir hale gelir. Kısacası icmal, sigorta şirketlerinin hesapları ile ilgili süreçleri inceleyen bir belge türüdür.
Kasko, trafik sigortası veya konut sigortası gibi farklı sigorta türlerinde teklif alırken sigortalıların karşısına çıkabilen bir kelimedir. Temel olarak sigorta yaptıracak kişi ile benzer poliçelere sahip olan kişilerin ödedikleri primlerin hesaplanması ve ortalama bir teklif verilmesini sağlayan süreci özetlemek için kullanılır.
Sigortalar belirli risk basamaklarına sahiptir. Çoğunlukla risk arttıkça ödenecek prim tutarları da artar. Buna ek olarak sigortalara teminat eklendikçe ödenecek prim de artabilir. Sigorta yaptıracak kişiye, benzer risk basamağı ve teminat yelpazesinde yer alan sigortalıların primlerinin ortalaması teklif olarak iletilir. Ancak indikatif teklif, gerçek teklif değildir.
Hukuki metinlerde de sıkça karşılaşılan istisna, bazı durumlarda bazı hükümlerin ortadan kalkacağını gösterir. Sigorta poliçelerinde de istisnalara yer verilir. Sigorta şirketleri, sigorta etmek istemedikleri risklerin önüne geçebilmek için bazı istisnalar belirler. Bu durumda da sigorta poliçesinde bu istisnalar belirtilir.
Sigorta şirketleri, genellikle sigortalı tarafından kolayca engellenebilecek veya ne yapılırsa yapılsın engellenemeyecek hususlar için istisnalar belirler. Örneğin kasko sigortalarında bu tür bir istisna söz konusudur. Araçlar kullanıldıkça yıpranır ve yıpranmaya bağlı deformasyonlar kasko kapsamında değerlendirilmez. Bir başka örnek ise kar zincirleri ile ilgilidir. Kar zincirlerinin araca zarar vereceği bilinir; ancak yine de sürücüler tarafından kullanıldığı için burada oluşacak hasarlar, kasko teminatları kapsamında değerlendirilmez.
“Kasko kapsamı” veya “tamamlayıcı sağlık sigortası kapsamı” gibi ifadeler ile sigortalılar sıkça karşılaşır. Kapsam sözcüğü, sigortacılık sektöründe her bir teminat için belirlenen ve sigorta şirketi tarafından ödenmesi taahhüt edilen harcamaları veya işlemleri anlatmak için kullanılır.
Sigortaların, dar kasko veya geniş kasko gibi farklı isimlerle anıldığı görülebilir. Dar kasko gibi bazı özel sigorta çeşitleri, daha az kapsamlı poliçelere sahiptir. Geniş kasko gibi sigortalar ise neredeyse risklerin tamamını kapsam altına alır. Sigortaların kapsamını öğrenebilmek için imzalanan poliçelerin incelenmesi gerekir. Poliçelerde sigortaların hangi riskleri kapsam altına alıp teminat sağladığı açık ifadelerle yazar.
Fransızcadan dilimize geçen klozun sözlük anlamı koşuldur. Sigortacılık sektörün kloz nedir sorusunun cevabu ise poliçe içerisinde yer alan detayları belirlemek için kullanılan bir kavramdır diyebiliriz.
Kloz, sigorta poliçelerinde genel şartları tamamlama görevine sahip olan ve poliçeye imza atılmadan önce özellikle dikkat edilmesi gereken bir husustur. Genellikle klozlar, poliçeyi daraltmak veya genişletmek için kullanılır. Örneğin kasko sigortası içerisinde cam klozu bulunuyorsa burada özel bir ifade yer alır. Camın orijinal mi, yoksa anlaşmalı bir cam firması tarafından mı karşılanacağı açıkça yazar.
Sigortacılıkta sıkça kullanılan terimlerden biri olan lehtar, çift anlamlı bir sözcüktür. İlk anlamı taraftar veya yandaş manasına gelir. İkinci anlamı ise “senet metninde, senet bedelinin kendisine ödenmesi yazılı olan kişi”dir.
Sigortacılık sektöründe lehtar, sigortalı dışında sigortadan faydalanmaya hak sahibi olan kişi veya kişileri tanımlamak için kullanılır. Genellikle lehtar ile vefat teminatlarında karşılaşılır. Sigortalının vefatı durumunda lehtar olarak belirlenen kişi veya kişilere, teminat karşılığı olan ücretin ödenmesi sağlanır.
Sigorta poliçesinde lehtar değişikliği yapabilmek için sigortalının, sigorta şirketi ile irtibata geçmesi gerekir. Sigortalı ile sigorta şirketinin anlaşması durumunda lehtar veya lehtarların değiştirilmesi mümkündür. Genellikle bu tip işlemler herhangi bir sorun yaşanmadan halledilebilir.
Hayat sigortası, ferdi kaza sigortası veya özel sağlık sigortası gibi sigorta çeşitlerinde maluliyet ifadesi sıkça yer alır. Maluliyet; hastalık, afet veya kaza gibi durumlarda vücut fonksiyonlarının kısmen ya da tamamen kaybedilmesi durumuyla oluşan engellere denir.
Maluliyet, sigorta yaptıran kişinin sigorta süresi boyunca meydana gelebilecek kaza veya afet gibi durumlarda oluşan engellerini kapsar. Temel olarak 4 ana kategoriye ayrılır. Bunlar; tam maluliyet, kısmi maluliyet, geçici maluliyet ve kalıcı maluliyet olarak sıralanır.
Tam maluliyet, sigortalının vücut fonksiyonlarının tamamen etkilendiği ve tek başına hayatını idame ettiremeyeceği durumları anlatmak için kullanılır. Kısmi maluliyet ise vücudun bir kısmında meydana gelen engelleri tanımlamak için kullanılır.
Geçici maluliyet, sigortalının bir süreliğine yaşadığı ve tedavi ile üstesinden gelinebilecek süreçleri anlatmak için kullanılır. Kalıcı maluliyet ise tedaviye rağmen çözüm bulunamayan engelleri tanımlar.
Arapça bir sözcük olan matbu, matbaa ile aynı kökten gelir. Kelime anlamı ise “basılı”dır. Sigortacılık sektöründe matbu ile kastedilen ise poliçe gibi basılı kağıt olarak sunulan evraklardır.
Günümüzde birçok sigorta şirketi, dijital olarak poliçenin bir kopyasını yollamanın yanı sıra kağıt baskı olarak da poliçe gönderir. Buna ek olarak matbu evrak kullanmayan sigorta şirketleri de bulunur. Bu nedenle de sigorta yaptıracak kişi, matbu evrak talep edecekse önceden konuyu sigorta şirketine iletmelidir.
Mücbir, zorlayıcı anlamına gelir. Hukuk ve sigortacılık gibi alanlarda kullanılan mücbir sebep kavramı ise önlem alınmasına rağmen önüne geçilemeyen, borcun yerine getirilmesine engel ve borçlunun iradesi dışında gelişen olayları ifade eder. Yani borçlu, borcunu karşılamak konusunda zorlayıcı durumlarla karşılaşır. Sigortacılık sektöründe de mücbir sebep, poliçe ile anlaşma sağlansa bile elde olmayan sebeplerle yükümlülüklerin yerine getirilememesi durumuna denir.
Sigortalı ve sigorta şirketi anlaştıktan sonra taraflardan biri önüne geçilemez bir durum ile karşılaştığında, prim ödeme ya da teminatları karşılama gibi taahhütlerini yerine getiremeyebilir. Bu tip durumlar genellikle doğal afetler, grevler veya terör hareketleri gibi durumlarda meydana gelir.
Özellikle gayrimenkul ve otomotiv sektörlerinde karşılaşılan bir kavram olan rayiç bedel, bir malın güncel piyasa değerini ifade eder. Gayrimenkullerde evin lokasyonu, çevrede bulunan okul, hastane, metro, parklar gibi yapılar ve aynı bölgedeki diğer evlerin bedelleri, rayiç bedelin belirlenmesinde etkili olur. Araçlarda ise aracın modeli ve özellikleri, rayiç bedeli etkileyen faktörler arasındadır. Sigorta poliçelerinde yer alan rayiç bedel ibaresi ise sigortalının zarar durumunda alacağı tutarın belirlenmesinde etkilidir.
Arapça kökenli refakat, eşlik etme manasına gelir. Ancak genel olarak Türkçede hastalık veya herhangi başka bir kötü durumda, yakınlara eşlik etme durumu için kullanılır. Sigortacılık sektöründe ise özellikle özel sağlık sigortası gibi sağlık sigortası türlerinde detaylandırılır. Sigortalının hastalanması veya kaza geçirmesi gibi durumlarda hastane yatışı gerekebilir. Böyle bir durumda sigorta teminatları kapsamında yer alıyorsa refakatçi için de oda masrafları gibi ücretler, sigorta şirketi tarafından teminatta belirlenen tutar ve oranda karşılanır.
Sigortalı, refakatçi için teminatlardan yararlanıp yararlanamayacağını öğrenebilmek amacıyla genel şartlar ve kapsam gibi poliçe detaylarını kontrol etmelidir. Burada refakatçi teminatı bulunmuyorsa sigortalı bu teminattan yararlanamaz ve refakatçi için yapılan harcamalar, sigortalı tarafından ödenir.
Risk, sigortacılık sektöründe teminat altına alınan kişi veya ürünün karşı karşıya kalabileceği olası tehlikeleri anlatmak için kullanılır. Zarar veya hasar gibi durumların ortaya çıkması muhtemel durumlar ile belirsizlik gibi soyut kavramlar risk olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle de riskin açıklaması, sigortacılık sektöründe oldukça geniştir.
Aktüerler, bu riskleri hesaba katarak sigorta yaptıracak kişiler için sigorta primlerini ve teminatları belirler.
Sigorta risklerinin değişmesi her zaman için muhtemeldir. Bu nedenle risk değişikliklerinde aktüeryanın çalışmaları doğrultusunda prim ve teminatlar değişiklik gösterebilir. Değişikliklere istinaden de sigorta poliçelerinde düzenlemeler gözlemlenebilir.
Rizikonun kelime anlamı risk olsa da sigorta poliçelerinde bu anlam biraz farklılaşır. Sigorta poliçeleri risk oranına göre şekillenir ve riziko, sigortalının maddi talepte bulunacağı durumları anlatmak için kullanılır. Rizikonun gerçekleşme oranı yükseldikçe sigorta poliçeleri ve sigorta şirketlerinin sözleşme imzalama davranışı değişiklik gösterir.
Rizikonun gerçekleşme ihtimali arttıkça sigorta şirketleri teminatları kapsam dışında bırakma yoluna gidebilir. Bazı durumlarda da rizikonun gerçekleşme ihtimali yüksekse teminat tutarları düşürülüp primler yükseltilebilir. Aynı şekilde rizikonun gerçekleşme ihtimali düştükçe primler düşebilir.
Sigortacılık sektöründe sıkça görülen kavramlardan biri olan sesyon, devir anlamına gelir. Sigorta şirketleri, risklere binaen oluşturdukları prim ve teminatlar üzerinden sigortalıyla bir anlaşmaya varır. Anlaşma sonucunda da sigorta poliçesi ortaya çıkar. Sigorta poliçesi ile sigorta şirketi, sigortalının taşıdığı risklerin bir kısmını teminat ile kendi üzerine alır.
Ancak sigorta şirketleri de risklerin tamamından yükümlü olmak istemedikleri için reasüransa, yani sigorta şirketini sigortalı hale getirme işlemine başvurur. Böylece sigorta şirketleri, risklerini azaltmış olur.
Arapçadan dilimize geçen ve sigorta poliçelerinde sıkça karşımıza çıkan suhunet kelimesi, güneş etkisiyle oluşan doğal sıcaklık anlamına gelir. Hava sıcaklıklarındaki artış sebebiyle oluşabilecek zararların poliçe kapsamında olup olmadığının anlatıldığı maddelerde suhunet kelimesi sıklıkla kullanılır.
Suhunet ifadesi ile ferdi kaza sigortası veya tamamlayıcı sağlık sigortası gibi farklı sigorta türlerinde karşılaşılabilir. Suhunet, çoğunlukla insanların etkisinin bulunmadığı bir süreç olduğu için sigorta teminatları dışında kalınması istenebilir. Ancak geniş kapsamlı sigortalarda, suhunetin teminat altına alındığı görülebilir. Ayrıca suhunet, ürün sigortalarında da kullanılabilir. Burada teminat altında olsa bile sigortalının engel olabileceği durumlarda devreye girmeyebilir. Bu nedenle de mutlaka poliçe kontrol edilmelidir.
Zararın karşılanması anlamına gelen tazmin sözcüğü, sigorta poliçelerinde sıkça kullanılır. Ayrıca tazmin gibi tazminat sözcüğüyle de karşılaşılabilir. Teknik olarak bu sözcükler arasında kullanım bakımından büyük fark bulunmaz. Sigortalı, tazmin ve tazminat ile zararlarını karşılar. Ödenecek tutar ise teminatlar ile belirlenir.
Sigortaların amacı, sigortalının riskler dolayısıyla oluşabilecek maddi ve manevi kayıplardan olabildiğince az etkilenmesini sağlamaktır. Sigorta şirketi ise risklere göre oluşturduğu teminat ve primler ile sigortalıların risklerini karşılamayı, bunu da sürekli olarak yapabilmeyi hedefler. Bu nedenle de sigortalarda temel ilke olarak sigortalıyı zarardan önceki pozisyona geri döndürme yer alır. Yani sigortalının kâr etmesinin önüne geçilir. Teminatlar oranında tazmin gerçekleşir ve sigortalının, sigorta teminatı aracılığı ile zenginleşmesi engellenmeye çalışılır.
Bir çeşit faiz türü olan teknik faiz ile hayat sigortası gibi bazı geleceğe yönelik sigortalarda karşılaşılabilir. Sigortacılık sektöründe sıkça kullanılan teknik faiz, değişken veya sabit olabilen bir tür güvencedir. Hayat sigortası gibi sigortalarda, geleceğe yönelik bir birikim yapılmasını sağlayan teknik faiz sayesinde ödenen primler ile gelir elde edilmesi sağlanır.
Hayat sigortası gibi sigortalarda, vefat durumunda teminat ve ödenen primlerle elde edilen teknik faiz bulunur. Vefat durumunda ödenecek teminat için ödenen primlerin bir kısmı değerlendirilir. Primlerin kalan büyük kısmı ise teknik faiz ile değerlendirilir. Teknik faiz, ülkenin koşullarına ve piyasa dinamiklerine göre belirlenir. Sabit olabileceği gibi değişken olabilmesi de mümkündür. Teknik faiz sayesinde birikim giderek büyür ve sigortalı, taahhüt edilen günde ücretini sigorta şirketinden temin edebilir.
Arapça kökenli bir kelime olan zeyil “ek”, zeyilname ise “ek poliçe” anlamına gelir. Sigortacılıkta ise zeyil, sigorta poliçesinde yanlış veya hatalı bir bilgi fark edilmesi ya da sigorta poliçesinde yer alan bilgilerden bazılarının güncellenmesi gibi hallerde uygulanan işleme denir. Zeyilname de zeyil işleminden sonra oluşturulan evrakın ismidir. Zeyilname, sadece değişiklikleri kapsayan evraktır. Asla poliçenin orijinali olarak kabul edilemez veya kullanılamaz.
Kasko, trafik Sigortası ya da DASK gibi sigorta türlerinde, poliçe içerisinde bir yanlış veya eksiklik bulabilmek oldukça zordur. Çünkü bu tip belgeler öncelikle sigorta şirketlerinde çalışan uzmanlar tarafından oluşturulup birden fazla kez kontrol edilirler. Ayrıca sigortalı da poliçeyi imzalamadan önce okuyup gerekli incelemeleri yapar.
Fakat istisnai bile olsa hataların önüne geçilemediği için bazı durumlarda güncellemeler yapılması gerekebilir. Bir diğer güncelleme çeşidi ise plaka değişiklikleri gibi durumlarda trafik sigortası veya kasko için zeyilname düzenlenmesi gerekliliğidir.
Zeyilname, her iki tarafının onayı ve rızası ile düzenlenebilir. Sigorta şirketi ve sigortalı karşılıklı olarak anlaştığında zeyil yapılır ve zeyilname düzenlenir. Sigortalının veya sigorta şirketinin tek başına zeyilname düzenlemesi mümkün değildir.